Bir facebook furyasıdır gidiyor, uzun zamandır. Twitter da çok etkili olsa da halen Facebook'un tahtını sallayabilmiş değil. Facebook'un önemli bir boyutunu sizlerle paylaşmak istiyorum: Geçen gün okuduğum bir habere göre Facebook'ta 5 milyon adet ölü varmış. Yani 5 milyon adet hesap sahibi vefat etmiş. Düşünelim bir kere; biz de bir gün vefat edeceğiz ve bizden insanlara en büyük hatıra sanırım facebook profilimiz olacak. İnsanlar paylaştıklarımıza, fotoğraflarımıza bakıp bakıp gözyaşları içinde anıları tazeleyecekler belki de.
Peki facebook sanal ama ALLAH bizi facebook'tan sorguya çekemeyecek mi? Aldığımız her nefesin hesabı olduğuna göre elbette çoğumuzun hayatında önemli bir yer işgal eden facebook'ta yaptıklarımızdan da sevap ya da günah olarak bir pay alacağız.
Acaba ölmeden önce facebook'ta en son cevapladığınız anket sorusunun ne olmasını isterdiniz?
Beğendiğiniz sayfaların ne olmasını...
Ya da en son paylaştığınız videonun ne olmasını dilerdiniz?
En sonu bırakalım öncekilerin de ne olmasını isterdiniz diye soralım çünkü bunların hepsi amel defterine kayıt olunmaktadır.
Misalen; bir kimse vefat etmiş. Profiline girip bakıyorsunuz. Cevapladığı anket soruları : "Sizce derbiyi kim kazanır?" "Fatmagül'ün suçu ne devam etsin mi?" "En güzel hatun hangisi?"
Yaptığı durum güncellemelerinde kendisini büyük görmeler, paylaşımlarında takım ve cemaat taassubuyla oraya buraya yaptığı çirkin göndermeler, argo sözcükler...
Evet, bütün bunlar az çok insanın neler ile ilgilendiğini gösterir.
Fakat elbette ki facebook'taki paylaşımlarına bakarak kimseyi cennet ya da cehennemlik ilan etmeye yetkimiz yok! Lakin Cenab-ı ALLAH Nur suresi 24. ayette mahşer günü dillerimizin, ellerimizin, ayaklarımızın, gözlerimizin bizim yaptıklarımıza şahitlik edeceğini bildirmektedir.
Yarın mahşerde facebook profilimizin de karşımıza çıkacağına şüphemiz olmasın.
Çünkü kim zerre kadar iyilik ve kötülük yaparsa onun karşılığını muhakkak alır buyruluyor Zilzal suresinde...
Facebook bizlere şöyle şahitlik ederse vay halimize:
"Her gün saatlerce başımda oturdu. Birçok hayırlı işten kendisini bu yüzden engelledi. Ona buna laf yetiştirdi. 'Beğen'ilme arzusuyla fotoğraflarını paylaştı durdu. "Ve onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar." (Mü'minun /3) ayetinden gafil bir şekilde gereksiz ve faydasız paylaşımlara daldı. Ara sıra İslami paylaşımlar yapsa da bunlar hep sloganda kaldı ve bunları paylaşarak ibadet görevini yerine getirdiğini sandı."
Şöyle şahitlik ederse de bu nimeti hakkıyla kullanabilmiş oluruz inşallah: "Gerekmedikçe beni kullanmadı. Kullandığında da ilmini artırmak ve İslam'ın emri olan her ortamda iyiliği emredip kötülükten sakındırmak amacıyla paylaşımlar yaptı. Yaptığı paylaşımlara öncelikle kendisi uymaya çalıştı. Zaman zaman aşırıya kaçmadan eğlenceli paylaşımlar da yaptı. Hiç kimseye hakaret etmedi, argo ve küfür sözcükleri yazmadı. "
Evet dostlar, face'de iyi olan cennete, olmayan cehenneme gider demiyoruz lakin bu nimetin de mutlaka hakkını verebilmeye çalışmamız gerektiğini söylüyoruz.
Bazılarının sandığı gibi din ALLAH ile kul arasındadır, face'de falan böyle şeylere gerek yoktur anlayışından bir an önce sıyrılıp iyiliği emredip kötülükten nehy etme ve dini yaşama ve yaşatma konusunda İslam'ın emirlerini her ortamda paylaşma anlayışına dönmemiz gerekiyor.
Çünkü Peygamberimiz(sav) bizim en büyük örneğimiz olarak nerede olursa olsun İslam'ı anlattı.
Biz peygamber değilsek de onun yolundan gitmesi gereken kullarız. Bu yüzden o nasıl yaptıysa biz de öyle yapmaya çalışmalıyız.
hasan uzun / akit gazetesi (ben paçavra diyorum)
-------------
İnsanın gülesi geliyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorum yazmak yardım istemek için Google yada Msn yada blog hesabına ihtiyacın bulunmamakta. Yorumlama biçimi tikini tıklıyor ve en alttaki Anonim seçeneğini işaretliyoruz. Sonra da mesajı yolluyoruz. Bende okuyorum.