19 Ocak 2012 Perşembe

O gövdenin yükü ağırdı

Filmlerdeki kahraman…
Uzun boylu.
Kalıplı.
Atletik yapılı.
Üçgen vücutlu filandır.
Sert mizaçlı.
Haşin bakışlı.

Bu sahici kahraman ise…
Göbekli iyi mi!
Hatta obez.
Bodur.
Üstüne kel.
Kıkır kıkır da gülümsüyor.


Halbuki…
Beşparmak Dağları orası, yeraltı lideri, kod adı Toros, kan gövdeyi götürürken çekilmiş siyah-beyaz bi fotoğraf karesi, belinde kemer gibi sarılmış mermi şeritleri, elinde hafif makineli.

Henüz genç.
Ama, göbiş aynı göbiş.

Rahmetlinin en ilgimi çeken tarafı, buydu… Sıradan insanların kahraman olabileceği gerçeği.

Maalesef, savaş veya casus filmlerinde arıyoruz, o tornadan çıkmış çakma kahramanları… Gel gör ki, atlayan zıplayan, uçan kaçanla yazılmıyor harbi destanlar…
Yürekle yazılıyor.

Ve sanırım, kalıbından utanması gereken zavallı tipler, kendi gölgesini heybet zannederken… O koskoca yüreğini taşıyabilmek için, o kadar genişti o küçücük gövdesi.

YILMAZ ÖZDİL

---------------------------------------
Bizim milletin yanlışıdır, boyuna bosuna kalıbına bakarak; insan değerlendirmesi yapmak. Sanıyorum genel boy ortalamamızın ve her durumda keramet, bir işaret arayan, cehalet boyundurukları ile yüzyıllardır cezalandırılan halk, boy-bos gibi özellikleride kutsal saymakta. Dandik mahalle filmlerinde dizilerinde dahi boylu-boslu adamların sözleri dinlenir? Bu şuna benziyor; yabancılar müslüman olduklarında! millet olarak hep gururlanmışıdır. Bir yabancı, akıllı tahsilli kültürlü bizim gibi cahil olmayan, yolu izi elektriği kanunu adaleti olan başka bir ülkenin başka bir dine mensup yabancının dinimize katılması! Her zaman heyecanlandırmıştır; Türk yada Başka islamlıkla uğraşan coğrafyaları... Komplekslerimizin dışarıya vurumudur bunlar!
Aslında! Adamın müslüman olmasına vs. sevinmeyiz, sevindiğimiz onunda bizim gibi olmasıdır, sevindiğimiz gelişmiş toplum insanının bizim gibi geri kalmışların seviyesine de inebilmesidir... İSLAM DİNİ, YABANCININ TEKİNİN ŞEHADETİ İLE YÜKSELMEZ; İSLAM DİNİ BOZUK BİRİNİN DİNDEN ÇIKMASIYLADA ALÇALMAZ.
Yükselen alçalan bizim dertlerimiz komplekslerimizdir. Yapmayı istediklerimiz fakat türlü türlü baskılar imkansızlıklar olanaksızlıklar yüzünden beceremediklerimiz...

Aşırı kompleksliyiz millet olarak. Bu işler gerçekten boyla bosla olmuyor, bu işler yabancıların bize benzedikleri zamanlarda da olmuyor, zaten dinde başkasını kurtarmak da yoktur. Her kişi kendi günahından hayatından mesuldur... Sonuç? Kendimiz olmayı başarabilmeliyiz, kendimizi tanımalı, kendimizi tartabilmeliyiz. Ancak ozaman başkalarından medet ummaz hale gelebiliriz. Küçük fiziki görünüşlerle de uğraşmayız, ağızlarından bal damlayan şekillerde yalan konuşanlarlada uğraşmayız. Mantık seviyemiz düşük olduğundan, bu ağızlarından bal damlayanları ise sadece duyabiliyoruz - fakat iş anlamaya geldiğinde sıçıyoruz; büyücünün ellerine düşmüş dinsiz-imansız pozisyonlarına gark oluyoruz...

Sebep?

Herkesi döver!

Eeee, yani?

Herkesi döver-ya işte!

TOROS UN YERİ UÇMAĞ OLSUN.

çok uzun yazı oldu-
taslak taslak kısaltılmalı.
- ne zaman kısalttık yada düzelltikki!
günün birinde, inşallah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yazmak yardım istemek için Google yada Msn yada blog hesabına ihtiyacın bulunmamakta. Yorumlama biçimi tikini tıklıyor ve en alttaki Anonim seçeneğini işaretliyoruz. Sonra da mesajı yolluyoruz. Bende okuyorum.