Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağının başındaki en önemli isim Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan’ın 3 yılda başına gelenler, “dokunan yanar” sloganıyla örtüşüyor. Türkaslan’ın Ekim 2008’den bu yana yaşadığı süreç; iktidardaki isimlerle yakınlığı kamuoyuna yansıyan Deniz Feneri sanıklarıyla ilgili soruşturmayı nasıl zorluklarla yürüttüğünü de ortaya koyuyor.
1- Adli yardım talebinde by-pass edildi
Almanya’nın adli yardım talebiyle ilgili başvurusu, soruşturmayı yürüten Türkaslan yerine başka savcılarca değerlendirildi. Almanya’nın zanlıları Türkiye’de sorgulama talebi şaşkınlık yaratan bir kararla reddedildi. Reddeden savcı ilk önce HSYK yedek üyesi oldu, daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atandı. Türkaslan’ın Deniz Feneri soruşturmasından el çektirilmesinden sonra yerine atanan iki savcı üst makam olarak bu isme bağlandı.
2-Telefonları dinlendi
Türkaslan’ın telefonlarının dinlendiği iddiası yapılan haberlerle kamuoyuna yansıdı. Bu iddia yalanlanmadı.
3- Almanya'ya gitmesi bürokrasiye takıldı
Almanya’nın adli yardım talebinin reddedildiği dönemde Türkaslan’ın Almanya’ya gitmek için yaptığı başvuru Adalet Bakanlığı’nda bekletiliyordu. Frankfurt’un talebi reddedilince Türkaslan’ın adli yardım talebini içeren başvurusu da Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’ne gönderildi.
Ankara’daki bu bürokrasi sonucu Türkaslan belgeleri inceleyebilmek için 2009 yılında gitmek istediği bu ülkeye ancak 2011 yılının ilk ayında gidebildi.
4- HSYK soruşturma başlattı
Almanya’da yaptığı iki haftalık incelemeden sonra altı ay sonra Türkiye’de düğmeye bastı. Almanya’nın asıl failler diye nitediği isimler tutuklanarak cezaevine konuldu. Bu isimlerin avukatlarının hakkında yaptığı şikâyet başvurusunun ardından jet hızıyla hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) soruşturma başlatıldı.
5- Soruşturma elinden alındı
HSYK’nin soruşturması sürerken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emriyle Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma görevinden alındı.
6- Soruşturma, kovuşturmaya döndü
HSYK 2. Dairesi hakkında kovuşturma açılmasına izin verdi.
7- Basın bürosundan sürüldü
7 yıldır Ankara Basın Savcısı olarak görev yapan Türkaslan, 2012’de alınan son kararla Basın Savcılığı Soruşturma Bürosu’ndan da alındı. Türkaslan artık Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nda görev yapacak. Bundan sonra “yeni bitki çeşitlerine ait ıslahatçı haklarının korunması, entegre devre topoğrafyalarının ve coğrafi işaretlerin korunmasına aykırı faaliyetleri” soruşturacak.
Aykut Küçükkaya/Cumhuriyet
sonuç: akepe diyorki; dokunan yanar-başka liseli ifadesi ile ''akepe siker'' evet aynen böyle... Adalet yargı, tarafsız kalması gereken tüm makam-mevki-merci ler tamamen akepa elinde maskara oldu... Yazık bizlere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorum yazmak yardım istemek için Google yada Msn yada blog hesabına ihtiyacın bulunmamakta. Yorumlama biçimi tikini tıklıyor ve en alttaki Anonim seçeneğini işaretliyoruz. Sonra da mesajı yolluyoruz. Bende okuyorum.