1 Şubat 2012 Çarşamba

Cengiz Han Yasaları

Cengiz Han’ın Büyük Yasasının bize Makrizi’den gelen parçaları:

Zina yapan, evli olup olmadığına bakılmaksızın idam edilir.

Livatadan suçlu her hangi bir kişi de idam edilir.

Kasten yalan söyleyen veya büyücülük yapan veya başkalarının davranışları hakkında ispiyonculuk yapan veya kavga eden iki kişinin arasına birinin yanında diğerine karşı olarak girenler de idam edilir.

Suya işeyen veya suyu kirletenler de idam edilir.

Her kim mal (veya para) alır ve iflas eder; sonra tekrar mal alır ve yine iflas eder, sonra yine mal alır ve yine iflas ederse, üçüncü defadan sonra o da idam edilir.

Sahibinin iznini almadan bir esire yiyecek veya giyecek veren de idam edilir.

Kaçan bir köleyi veya esiri bulup sahibi olan kişiye geri vermeyen de idam edilir.


Bir hayvan yenirken, ayakları bağlanmalı, karnı yırtılarak açılmalı ve hayvan ölene kadar kalbi elde sıkılmalıdır; fakat eğer bir kimse Hz. Muhammet’in inananlarının yöntemi ile hayvanı keserek öldürürse, kendisi de kesilerek öldürülür.

Muharebede saldırı veya geri çekilme sırasında eğer bir kişi hurcunu, ya da yayını veya her hangi bir eşyasını düşürürse, arkasındaki adam (attan) inmeli ve bu düşen şeyi sahibine geri vermelidir; böyle (attan) inerek, düşen şeyi sahibine vermeyen kişi idam edilir.

Cengiz Han fakirler, Allah’ın Kuranını okuyanlar, avukatlar, doktorlar, âlimler, kendilerini ibadet ve riyazete adayanlar, müezzinler ve ölü yıkayıcılarının vergi ödeme ve iş yapma yükümlülüğüne zorlanamayacağına karar vermiştir.

O (Cengiz Han) bütün dinlere saygı gösterilmesini ve aralarında ayrım yapılmamasını emretmiştir. Bütün bu emirlerini tanrıya inanılabilir diye vermiştir.

(Cengiz Han) insanlarına, biri prens diğeri esir olsa da verenin tadına bakmadığı yemeği yemelerini yasakladı; yemeği paylaşmaya davet etmeden bir diğerinin huzurunda her hangi bir şeyin yenmesini yasakladı; her hangi bir kişinin yoldaşlarından fazla yemesini, yemeğin piştiği ateşi veya insanların yemek yediği tabağı ezip geçmesini yasakladı.

Bir yolcu yemek yiyenlerin yanından geçerken, (attan) inip onlarla birlikte yemelidir ve onlar yolcuyu engellememelidir.

(Cengiz han) ellerini suya batırmalarını yasakladı ve su çekmek için kap kullanmalarını emretti.

(Cengiz Han) tamamen yıpranmadan elbiselerini yıkamalarını yasakladı.

(Cengiz Han) ahlaksız her hangi bir şeyi söylemeyi yasakladı ve her şeyin ahlaklı olduğu konusunda ısrar etti, ahlaklı ve ahlaksız arasında ayırım yapmadı.

Her hangi bir mezhebe ayrım gösterilmesini, kelimeleri vurgulayarak söylemeyi, onurlandıran unvan kullanmayı yasakladı; Sultan veya herhangi biri ile konuşulurken yalın olarak ismi kullanılmalıydı.

Savaşa gitmeden önce birlikleri ve birliklerin teçhizatlarını şahsen kontrol etmelerini, birliklerin sefer için gereksindikleri her şeyi sağlamalarını ve iğneden ipliğe kadar her şeyi gözden geçirmelerini haleflerine emretti ve eğer askerlerden biri zaruri bir şeyi gereksediği takdirde o asker cezalandırılmalıydı.

Erkekler dövüşmek için gittiğinde, onların görevlerini yerine getirmek ve iş yapmaları için kadınların askeri birliklere refakat etmelerini emretti.

Seferden döndüklerinde Sultanın hizmetinde belirli görevleri üstlenmelerini savaşçılara emretti.

Bazılarını kendisi ve çocuklarına seçebilmesi için her yılın başında bütün kızlarını kendisine takdim etmelerini emretti.

Emirleri (prensler/generaller ve noyanları) askeri birliklerin başına getirdi ve binler, yüzler ve onlar için komutanlar atadı.

Emirlerini en yaşlısı eğer bir kabahat işlemişse cezalandırılmak üzere hükümdar tarafından gönderilen haberciye -hizmetçilerinin en değersizi olsa dahi- kendisini teslim edecekti ve hükümdar tarafından verilen cezayı uygulamaya başlamadan önce –ki bu ceza idam olsa dahi- onun önünde yere kapanacaktı.

Hükümdar dışında kendilerini her hangi birine muhatap göstermelerini Emirlere yasaklamıştır. Her kim kendini her hangi birine hükümdar dışında muhatap gösterir ise idam edilir ve izin almaksızın postasını değiştiren her hangi biri de idam edilir.

O, iyi zamanda ülkedeki bütün olaylardan haberdar olabilmek için sürekli posta iletişimi kurmasını Sultan’a emretmiştir.

Oğlu Çağatay’a yasaya uyulmasını gözlemeyi emretti

Mirhond (veya Mirhovend)’den:

İhmalkârlık nedeniyle askerlerin cezalandırılmasını emretti ve topluluk avı sırasında bir hayvanın kaçmasına izin veren avcıların sopayla dövülerek cezalandırılmasını ve bazı durumlarda idam edilmesini emretti.

Adam öldürme (cinayetin cezalandırılması) durumunda, kişi para cezası ödeyerek fidye verip kendini kurtarabilir ki bu Hz. Muhammet’e inanan kişi için 40 altın para (Balysh); ve bir Çinli için bir eşektir.

İbn-Batuta’dan:

Mülkünde çalınmış bir at bulunan kişi, bunu aynı cinsten dokuz at ekleyerek sahibine iade etmelidir; eğer bu cezayı ödeyemiyor ise çocukları atların yerine alınmalıdır ve eğer çocuğu yok ise, bizzat kendisi koyun gibi boğazlanacaktır.

Vartang’dan:

Cengiz Han Yasaları, yalanı, hırsızlığı ve zinayı yasaklar ve kişinin komşusunu kendisi kadar sevmesini emreder; insanların, bir diğerini yaralamamasını ve saldırıları tümüyle unutmalarını, gönüllü olarak teslim olan ülke ve şehirleri bağışlamalarını, Tanrıya adanan tapınakları vergiden muaf tutmalarını ve yaşlı ve düşkün insanlara saygı göstermelerini emreder. Her kim bu emirlere aykırı hareket eder ise idam edilir.

Mahakia’dan:

(Yasa bu kuralları emreder:) bir birini sevmeyi, zina yapmamayı, çalmamayı, yalancı tanıklık yapmamayı, hain olmamayı ve yaşlı ve düşkün insanlara saygı göstermeyi. Her kim bu emirlere aykırı hareket eder ise idam edilir.

Değişik kaynaklardan:

(Cengiz Han Yasası emreder ki) yemek üzerinde boğulan kişi hemen kamptan çıkarılmalı ve derhal öldürülmelidir ve ordu komutanının çadırının eşiği üzerine ayağını koyan kimse de idam edilmelidir.

İçmekten kendini alıkoyamıyor ise, kişi ayda üç kez sarhoş olabilir; eğer üç kereden fazla yapar ise kabahatlidir; eğer ayda iki kez sarhoş oluyor ise bu daha iyidir; eğer ayda bir kez ise kuşkusuz daha çok övgüye değer; eğer kişi hiç içmiyor ise, bundan daha iyi ne olabilir? Fakat böyle bir kişi nerede bulunabilir? Eğer böyle bir kişi bulunabilir ise, o en yüksek düzeyde saygıya layıktır. (Riasanovsky bu parçanın Cengiz Han’ın vecizelerine -vecize 20- ait olduğunu kabul etmektedir.)

Bir cariyeden doğmuş çocuklar meşru kabul edilecek ve babaları tarafından yapılan dağılıma uygun olarak mirastan paylarını alacaktır. (Avrupa’da sadece yaşlı olanların varis olduğu primogenture yasasının üzerine çıkmaktadır. Çok daha medenidir.) Mülkün dağıtımı yaşça büyük oğlun yaşça küçük oğuldan daha fazla alması temelinde olmakta, genç oğula babanın ev halkı miras kalmaktadır. Çocukların yaşça büyüklükleri annelerinin sıralanışına bağlı olmaktadır; eşlerden biri her zaman yaşça büyük olmalıdır, bu öncelikle onun evlenme tarihine göre belirlenmektedir.

Babasının ölümünden sonra, kendi annesi hariç oğlu babasının karılarının hepsini elden çıkarabilir; onlarla evlenebilir veya evlendirerek başkalarına verebilir.

Kanuni mirasçılar dışında herkes vefat edenin malını kullanmaktan kesinlikle men edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yazmak yardım istemek için Google yada Msn yada blog hesabına ihtiyacın bulunmamakta. Yorumlama biçimi tikini tıklıyor ve en alttaki Anonim seçeneğini işaretliyoruz. Sonra da mesajı yolluyoruz. Bende okuyorum.