15 Mart 2012 Perşembe

Sivas Katliamı İnsanlık Suçu Değil


Ne oldu?
Sivas ta yapılan insanlık suçunu, Türkiye insanlık suçu olarak görmedi, zorba-terörist-gerici-yobaz kalabalık bir gurup Türk aydınını kaldıkları otelde hapsetti, oteli ateşe verdi, ve içerideki insanların dışarı çıkmasını engelleyerek... Çoluk çocuk demeden bu eylemi din adına yaptılar... İnsanları Allah rollerine bürünerek, sanki Allah larmış gibi suçlu günahkar gördüklerini yakarak cezalandırdılar... Tek sebep?
Din - dindarlık... Yada benden olmayanı yakmak! Ötekileştirmek, kamplaştırmak saygısızca hayvanca yaptırımlarda bulunmak...

Olayda hayatını kaybeden 33 aydın ve 2 otel personelinin hayatı hiçe sayıldı... Ölenler arasında çocuklar gençler de vardı... Tüm bu yapılan teröristlik türkiyede insanlık suçu - insanlık ayıbı olarak görülmedi...

recep denen şahıs memleket için hayırlı olsun dedi... Gerçekten hangi sapkın ruh halinde bunu söyledi, yada oy veren kitlesinin belkide onun ağzından çıkmasını istediği bu düşman ve teröristçe kelimeleri kullandı... Hayırlı uğurlu olsun...

Hayatını Kaybeden 33 Yurttaşımız

Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
Gülender Akça - 25 yaşında
Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar, felsefeci
Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Sehergül Ateş - 30 yaşında
Behçet Sefa Aysan - 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı - 35 yaşında
Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır - 18 yaşında
Serpil Canik - 19 yaşında
Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen - 62 yaşında, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
Carina Cuanna Thuijs - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
Serkan Doğan - 19 yaşında
Hasret Gültekin - 23 yaşında şair, sanatçı
Murat Gündüz - 22 yaşında
Gülsüm Karababa -22 yaşında
Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
Emin Buğdaycı -18 yaşında şair.
Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya - 12 yaşında
Menekşe Kaya - 15 yaşında
Handan Metin - 20 yaşında
Sait Metin - 23 yaşında
Huriye Özkan - 22 yaşında
Yeşim Özkan - 20 yaşında
Ahmet Özyurt - 21 yaşında
Nurcan Şahin - 18 yaşında
Özlem Şahin - 17 yaşında
Asuman Sivri - 16 yaşında
Yasemin Sivri - 19 yaşında
Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk - 22 yaşında

33 kişinin dört duvar arasına hapsedilerek yakılmasını, dışarı çıkanların ise linç edilme durumunu Türkiye adaleti hukuk-kanun yapısı ve mevcut siyasi diktatörlük SUÇ ONURSUZLUK olarak görmedi... Bence bu akepe siyasi diktatörlüğünün SUÇU ONURSUZLUĞU VE AYIBIDIR...

SİVAS TA YAPILANLAR İNSANLIK SUÇU VE AYIBIDIR... Bunu kabul etmeyen akepe diktatörlüğü utanmalıdır...

Bekir Coşkun sivas katliamı ile ilgili yazısını ekliyorum:

1938… Dersim olayları zamanaşımına uğramadı…
Badem soruyor hesabını…
1945’te savaş yıllarında ekmeğin karne ile verilmesi zamanaşımına uğramadı…
Karne mühürlü sararmış nüfus cüzdanları zulasında, arada bir çıkartıp gösteriyor…
27 Mayıs 1960, zamanaşımına uğramadı…
12 Mart 1971, zamanaşımına uğramadı…
*
Kenan Evren evde yargılanmayı bekliyor…
33 sene geçti…
Zamanaşımına uğramadı…
*
Ama 19 yıl önce 35 kişiyi otel odalarına doldurup yakanların suçları zamanaşımına uğradı, dün dava düştü…
Başbakan “Memleketimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” dedi…
Sanki okul açtı…
Ya da sanki hastane temeli atıyor…
*
Madımak suçlularını savunanların avukatlarının tümü AKP’den milletvekili oldular…
Firardaki suçlular yakalanamadı…
Bu arada karakola gitti, iyi hal kâğıdı aldı, ehliyet çıkarttı, araba aldı…
Sonra sıra geldi evlenmeye…
Kalanları Almanya’ya kaçtılar… Malum Almanya’da dindarları dolandırmaktan arananlar Türkiye’ye kaçıyorlar… Türkiye’de insanları yakanlar Almanya’ya tüyüyorlar…
Kesiştikleri nokta ise; iktidarın kanatlarının altı…
*
Ve dün adalet yandı…
İnsanları otel odalarına doldurup ateşe vererek yakanların “insanlık suçu işlemedikleri” karara bağlandı…
Dava düştü…
Sevgili, hâlâ o can ozanın resmini bağrına basmış, hukukun merhemini bekliyordu mahkeme kapısında…
Polisler gelip dağıttılar…
Coplar ve tekmeler indi…
Yerde bir kırık çerçeve ve gülümseyen sevgili kaldı…
*
Buraya kadar normal yazabildim yazımı…
Burada…
Bilgisayarın üzerindeki ellerim yumuldu… Gözlerim harfleri seçemez oldu… Parmaklarım klavyedeki harfleri bulamadı…
Bağırdım…
Çağırdım…
Ağladım…
19 yıl öncesinden gelen alevler yeniden yükseldi…
Perdeleri tutuştu odamın…
*
Canları odalara kapatıp sevinç çığlıkları ile yakmanın “insanlık suçu” olmadığını mahkeme kararına bağladınız ya…
Keşke insan yakmayı “insanlık onuru” da saysaydınız utanmadan…
-------

Haksızlığa karşı ilk mücadele veren ve bu uğurda bile bile, gelecek nesiller adına kendini feda eden kimdir? Bu hak fedaisinin amacı ve emeği nedir? Utanmadan arlanmadan hayasızca İslam Dinini kendilerine kılıf susturucu eylemiş olanlar, ağızlarından burunlarından salyalar akıtarak yukarıda sorduğum kişileri ağızlarına alırlar... Ne kadar yazık! Hz. Hüseyin ve onun yolundan ilerlemiş olanların kemiklerini ahirete gününe kadar sızlatıyorlar! Haksızlığa mantıksızlığa ahlaksızlığa karşı mücadele etme, karşısında durmak için yollara dökülenlere bu uğurda hayatını kaybedenlere benden şahsım adına yani küçücük bir teşekkür. Eywallah Yurttaşlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yazmak yardım istemek için Google yada Msn yada blog hesabına ihtiyacın bulunmamakta. Yorumlama biçimi tikini tıklıyor ve en alttaki Anonim seçeneğini işaretliyoruz. Sonra da mesajı yolluyoruz. Bende okuyorum.