Bu gün için yol Günlüğü tutsaydım, muhtemelen günlük değil roman olurdu... Sevgili dostum biricik kardeşim kadir ile kadıköye geçecektik, orada zaman kaybetmeden fotoğraf çekecektik sonuçta malum kış mevsimindeyiz... Hava yani erken kararmakta... Neyse binbir mücadeleden sonra kadir kardeşim ile birlikte eminönünde buluştuk, hiç zaman kaybetmeden kadıköye doğru yola çıktık; işte zurnanın zort dediği nokta burasıydı. Bindiğimiz vapura dikkat etmemiştik; vapurda bizi üsküdara kadar ulaştırıverdi, işin kötüsü ne o nede ben daha önce hiç üsküdara gitmediğimizden buradan bişeycik çıkaramayız ee ne yapalım kadıköye geçelim oradan da haydarpaşaya... Fakat üsküdar dan direkt olarak kadıköye vapur yok ! bu nedemek oluyor? Basit ! önce gerisin geriye eminönüne oradan tekrar kadıköye... Kadıköye vardığımızda ve birşeyler yedikten sonra herşey neredeyse bitmişti... Hava kararmaya çoktan başlamıştı... Yani bugün ne oldu dersek
* bir çuval martı fotoğrafından başka hiçbir şey yok...
-------
işin kötüsü bu fotoğrafı kadir ben çektim diye iddaa etmekte; onun da çektikleri vardı fakat bu farklı.
-------
işin kötüsü bu fotoğrafı kadir ben çektim diye iddaa etmekte; onun da çektikleri vardı fakat bu farklı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorum yazmak yardım istemek için Google yada Msn yada blog hesabına ihtiyacın bulunmamakta. Yorumlama biçimi tikini tıklıyor ve en alttaki Anonim seçeneğini işaretliyoruz. Sonra da mesajı yolluyoruz. Bende okuyorum.